Cevap: Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı ''Soğuk Işık''tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir.
Yaşar
Cevap: İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı, okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda Ay'ın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.
Seçil
Cevap: Bitkiler, besinlerini çoğunlukla fotosentez yardımıyla yaparlar. Topraktan aldıkları mineralleri ve havadan aldıkları karbon dioksiti, ışık yardımıyla birleştirerek, şeker ve başka besinler yaparlar. Bu, bir kimyasal tepkimedir ve ürün olarak oksijen, glikoz ve su ortaya çıkar. Geceleri ise, ışık olmadığı için, bitkiler fotosentez yapamazlar. Onlar da diğer canlılar gibi enerji elde etmek için oksijen ve glikoz kullanırlar. Bu sırada, enerjiyle birlikte karbondioksit ve su da ortaya çıkar. Aslında, bitkiler de solunumları sırasında sürekli oksijen kullanırlar. Ancak, gündüzleri fotosentez yoluyla elde ettikleri oksijen, gereksinim duyduklarından daha çok olduğu için fazla oksijen atmosfere salınır.
Selçuk
Cevap: Yapraklar, bitkilerin besin fabrikalarıdır. Bitkiler, kökleriyle topraktan aldıkları mineralleri ve suyu, yapraklarda fotosentez yardımıyla besinlere dönüştürürler. Bu besinleri, daha sonra solunum yaparak gereksinim duydukları kadar enerjiye dönüştürürler. Bu sayede gelişip büyüyebilirler. Üretilen besinlerin bir bölümü hücrelerin canlı kalabilmesi ve çoğalması için kullanılırken, fazlası depolanır. Besinler üretilirken, bitkiler ışığa ve sıcaklığa gereksinim duyarlar. Işıkla birlikte sıcaklık da önemlidir; çünkü, kimyasal tepkimelerin gerçekleşmesi için belirli derecelerde sıcaklık gerekir. Eğer ağaçlar kışın yapraklarını dökmeseydi, depolanan besin ağacın gövdesini ve yapraklarını oluşturan hücreleri canlı tutmaya yetmeyecekti. Bu nedenle, bitkiler kışın besin fabrikalarını kapatarak enerji tasarrufu yaparlar. Ayrıca, ağaçlar yapraklarını dökmeseydi, ince yapılı yapraklar kışın donma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlardı. Buna karşılık, ağaçların dallarındaki hücreler soğuğa karşı daha iyi korunmuşlardır ve aşırı soğukla karşılaşmazlarsa ağacın yaz süresince depoladığı besinler sayesinde kış boyunca canlı kalabilirler.
Sibel
✅ İçerik: | Bilimsel Bilmeceleri |
✅ Geliştirir: | Fen ve Biyoloji Bilgileri |
✅ Zorluk: | Kolay & Orta & Zor |
✅ Uygun: | Bütün Çocuklar & Yetişkinler |